Haziran ayının sonlarına doğruydu, Balıkesir’in güneşi o gün nedense biraz daha parlak, denizi de biraz daha davetkârdı. Sınavlar yeni bitmişti ve yurt koridorlarındaki herkes ya memlekete dönmüş ya da bavul toplamaya başlamıştı. Ama dört kişilik o meşhur ekip – Fatmagül, Bersu, Gül ve Umut – şehirde kalmaya karar vermişti. Hemen memleketlerine dönmeyeceklerdi. Çünkü çok çalıştıkları ( şüpheli ) bir dönemin ardından güzel bir tatili çoktan hakketmişlerdi.
Fatmagül, sabah erkenden kalkıp kamp malzemelerini toparladı. Gül, herkes için bol atıştırmalık hazırladı. Bersu, harita uygulamasını açtı ve “Denize en yakın, ücretsiz ama çok da çakıllı olmayan yer” diye arama yaptı. Umut ise… Umut hiçbir şey yapmadı ama her şeyi yapacakmış gibi ortalıkta dolandı.
“Arkadaşlar,” dedi sabahın köründe ve kendinden oldukça emin bir şekilde, “ben çadırı kurarım. Çünkü kampçılık ruhu… içime işlemiş.”
“Umut, sen geçen hafta yurt çamaşır filesini çadır sanıp içine girdin,” dedi Fatmagül.
“Evet,” dedi Umut gururla, “ama o bile bir deneyimdi.” Gülüştüler.
Öğleye doğru hava oldukça sıcaktı, Ayvalık tarafına doğru yola çıktılar. Otobüsten indiklerinde sırtlarında çantalar, ellerinde matlar ve ağızlarında cips vardı, yol boyunca durmadan yemişlerdi. Yürürken Gül ayağını burktu, Bersu yön duygusuna sinirlenip GPS’e küstü, Fatmagül ise kimsenin kaybolmaması adını sürekli herkesi saydı: “Biri, iki, üç… UMUT NEREDE?!”
Umut’un sesi tepeden geldi: “Şuraya bakın, şu ağaç dalı tam gitar gibi! Çalıyorum, Gül için!”
“Umut,” dedi Gül, “o dal değil, çöpe atılmış bir paspas!”
“Ama müziği ruhumdan çıkarıyorum!” dedi Umut, paspasa vurup kendi dizine ritim tutarken.
Sonunda uygun bir yer buldular. Kumluk, serin, kalabalıktan uzak.
“İşte burası!” dedi Fatmagül.
“Burası tam olarak ‘huzur’ kokuyor,” dedi Gül.
“O kadar huzur kokuyorsa neden sivrisinek ısırıyor?” dedi Bersu.
Çadır kurma vakti geldiğinde Umut atladı:
“Ben hallediyorum! Sıfır problem!”
Çadırın bir tarafını ağaca, diğer tarafını kendi sırt çantasına bağladı. Ama ipi fazla çekince sırt çantası fırladı, ağaca çarpıp ağaçtan bir elma düştü. Elma doğrudan Umut’un kafasına…
Tok!
“Hah! İlk defa doğa beni ciddiye aldı,” dedi Umut, alnını ovalarken.

Fatmagül derin bir nefes aldı. “Tamam, çadırı biz kuruyoruz. Umut sen… suyu doldur.”
“Anlaşıldı,” dedi Umut, bidonla gitti.
Beş dakika sonra döndü. Elinde köpüren, mavi bir sıvı vardı.
“Bu ne?” diye sordu Bersu.
“Su. Ama köpüklü!”
“Umut… bu sabunlu deniz suyu.”
Gül çantasından su çıkarırken birden bağırdı:
“Aaaaa benim poğaçalarım!”
“Ne oldu?”
“Şu ağacın dibine koymuştum, gölge serin olur diye.”
Herkes döndü ve…
Poğaçaların etrafında üç martı, bir sincap ve Umut’un arkasından gelen köpek vardı. Hepsi poğaçalarla çoktan tanışmıştı.
“Yani ben onlara sadece biraz gösterdim,” dedi Umut.
“Ne gösterdin?”
“Misafirperverliğimizi…”
Akşam olduğunda herkes yorgundu ama gülmekten karınları öyle bir ağrıyordu ki.
Bersu kendi matını açmaya çalışırken mat bir anda havalandı ve doğrudan Umut’un yüzüne çarptı.
Fatmagül yine saymaya başladı: “Bir, iki, üç… UMUT NEREDE?”
Matın altından bir ses geldi: “Ben hâlâ burada, sadece göz gözü görmüyor…”
Gece çadırda dört kişi yan yana yatarken o an ürkütücü bir ses duyuldu.
Umut birden korku ile fısıldadı: “Sizce bu vahşi bir tilki mi?”
“Umut, o ses senin horlaman,” dedi Gül.
Fatmagül “kendi horlamandan da korkmuş olamazsın” dedi gülümseyerek sonra da yumuşak battaniyesine sıkıca sarıldı.
“Olsun,” dedi Umut, “ben vahşi bir şeydim. Ruhum özgür.”
Fatmagül içinden, bu garip günü düşünüyordu. Deniz kenarında sessizlik ararken, yerine kahkaha dolu bir çadır bulmuşlardı. Umut yine her şeyi batırmıştı ama her şeyi de unutulmaz yapmıştı.
Ve o gece, Balıkesir’in serin sahilinde, yıldızların altında sadece tek bir şey netti:
Bu ekip, başka hiçbir yere benzemezdi. Gülüşleri kadar gerçekti bu bağ; bitmeyeceğini biliyordu.
Üniversite Dostluğu Hikayesi burada sona ermiş. Üniversite Dostluğu Hikayesi gibi birbirinden güzel Dostluk Hikayeleri için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Hikayenin konusunu bizimle paylaşın, biz de sizin için kişiye özel hikâyeyi yazalım.
İster doğum günü hediyesi, ister özel bir gün kutlaması…
Sevdiklerinizin yüzünde bir tebessüm bırakmak için bizimle iletişime geçin. SİPARİŞ İÇİN TIKLAYIN.