Defne, okuldan eve dönerken sırt çantasını zorlanarak taşıyordu. Bugün yine sıradan bir gün geçmişti, ya da onun deyimiyle “önemsiz bir gün”. Ne sınıfta dikkat çeken biriydi, ne de arkadaş grubunun en sevilen üyesi. Kalabalığın içinde kaybolup gitmek gibiydi onun için okul hayatı.
Daha fazla düşünecek gücü kalmamıştı; yavaşça kapıyı açtı ve annesinin sıcak bir gülümsemeyle karşıladığı mutfağa geçti.
“Hoş geldin Defne! Nasıl geçti günün?” diye sordu annesi.
Defne, omuz silkerek, “Her zamanki gibi. Pek bir şey olmadı,” dedi.
Annesi biraz şaşkın ama bir o kadar da anlayışlıydı. Defne’nin son zamanlarda içine kapanık olduğunu fark ediyordu, ama sebebini bilmiyordu.
Ertesi sabah, Defne sınıfa girdiğinde öğretmeni tahtaya büyük harflerle bir cümle yazmıştı: “Herkesin bendeki yeri, bana verdiği değerle ölçülür.”
Öğretmen, öğrencilerine dönerek, “Bu cümlenin ne anlama geldiğini düşünüyorsunuz? Bugünkü dersimiz boyunca bu soruyu tartışacağız,” dedi.
Sınıf bir süre sessiz kaldı. Sonra sınıfın popüler öğrencisi Arda elini kaldırdı. “Sanırım bu, bizim başkalarına ne kadar değer verirsek, onların da bize o kadar değer vereceği anlamına geliyor,” dedi kendinden emin bir şekilde.
Öğretmen gülümsedi. “Doğru bir başlangıç, Arda. Ama değer vermek ne demek, gerçekten biliyor muyuz?”
Defne, sessizce Arda’nın söylediklerini dinledi. Sınıfta genellikle arka sıralarda oturur, kimseye pek karışmazdı. Ama bu kez öğretmenin sözleri ilgisini çekmişti.
O gün öğle arasında Defne, okulun bahçesindeki banklardan birine oturdu. Arkadaşları oyun oynarken, o çantasından küçük bir defter çıkardı. Bu defter, anneannesinden kalmıştı. İçinde anneannesinin yazdığı kısa notlar, güzel sözler vardı. Sayfaları çevirdikçe bir cümle dikkatini çekti:
“Bir insana gerçekten değer verdiğinde, onun gözlerindeki ışığı fark edersin.”
Defne, bu cümleyi tekrar tekrar okudu. O ana kadar değer vermenin sadece sözlerle olduğunu sanmıştı. Ama şimdi, bunun daha derin bir şey olduğunu hissediyordu.
Defne o gün sınıfta yeni bir karar aldı: Başkalarına küçük iyilikler yaparak onların hayatında fark yaratmaya çalışacaktı. Kendi içindeki değeri başkalarına göstermek istiyordu. Ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.
Düşünceli bir şekilde koridorda yürürken önüne bir kitap düştü. Kitabı düşüren kişi, sınıftaki en çekingen çocuklardan biri olan Kerem’di. Kerem, kafasını kaldırmadan özür diledi ve kitabı almaya çalıştı. Ancak Defne, kitaba önce ulaşıp ona uzattı.

“Merak etme, bir şey olmadı,” dedi.
Kerem şaşkın bir şekilde teşekkür etti. O sırada Defne, Kerem’in gözlerindeki utangaç ama sıcak ifadeyi fark etti. O an, yaptığı küçücük bir iyiliğin bile birinin gününü güzelleştirebileceğini anladı.
Defne, sonraki günlerde küçük ama anlamlı iyiliklerle sınıf arkadaşlarının hayatına dokunmaya devam etti. Matematikten zorlanan arkadaşına problemleri çözmeyi öğretti. Öğle yemeğini unutan bir arkadaşına kendi sandviçinin yarısını verdi. Ve en önemlisi, kimsenin fark etmediği detayları görmeye başladı.
Bir gün, sınıfta herkes Defne’nin Arda’ya matematikte yardım ettiğini konuşuyordu. Arda, bunu yüksek sesle dile getirince, diğerleri de Defne’nin yaptıklarını hatırlamaya başladı. Aslında o, hiç fark edilmediğini düşündüğü bir sınıfta, herkesin kalbine dokunmuştu.
Bir hafta sonra, öğretmen sınıfa bir duyuru yaptı: “Geçtiğimiz hafta boyunca herkesin birbirine yaptığı iyilikleri gözlemledim. Ve gördüm ki, bu sınıfta gerçekten değerli biri var. Onun yaptığı küçük ama anlamlı davranışlar, başkalarının hayatını güzelleştirdi.”
Sınıfta meraklı bir sessizlik oldu. Öğretmen, hafifçe gülümseyerek Defne’ye döndü: “Tebrikler Defne, bu sınıfta en değerli kişi olduğunu bize gösterdin.”
Defne’nin yüzü kızardı. Ama içten içe mutluydu. İlk kez, gerçekten fark edildiğini hissetmişti. Onun için en büyük ödül, sınıf arkadaşlarının yüzlerindeki gülümsemelerdi.
Defne, o günden sonra hep aynı düşünceyi hatırladı: “Herkesin bendeki yeri, bana verdiği değerle ölçülür.” Ancak artık anlıyordu ki, gerçek değer, başkalarına dokunabilmekte gizliydi. Ve o, başkalarının hayatına dokundukça kendi değerini bulmuştu.
Değerin Sırrı Hikayesi de burada sona ermiş. “Değerin Sırrı Hikayesi” gibi Çocuk Hikayeleri için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.