Bir sabah, pencereye vuran güneş ışıklarıyla uyandım. Kuşlar cıvıldıyor, hafif bir esinti perdeyi dalgalandırıyordu. Ama o sabah ev her zamankinden farklıydı. Kimse yüksek sesle konuşmuyor, kahvaltı masasında çatal kaşık sesi bile neredeyse çıkmıyordu. Çünkü o gün, ablamın liseye giriş sınavı vardı.
Ablam haftalardır çalışıyordu. Her gün defterlerini açar, kalemleriyle notlar alır, soru çözerdi. Çalışırken yüzü bazen gergin olurdu ama hiç şikâyet etmezdi. Ben de ona yardımcı olmaya çalışırdım. Sessizce yanına oturur, bazen sorularına bakar gibi yapardım. Ama aslında içimden onun sınavı kazandığını hayal ederdim.
O sabah annem ona özel bir kahvaltı hazırlamıştı. Haşlanmış yumurta, ballı ekmek ve sıcak süt. Ama ablamın iştahı yoktu. Sadece bir parça ekmek yedi, sonra iç çekerek çantasını aldı. “Hazırım,” dedi sessizce. Annem gözlerinin içine baktı. “Sen elinden gelenin en iyisini yaptın,” dedi. Ben de koşup boynuna sarıldım. “Sen zaten kazandın bence!”
Ablam gülümsedi ama gözlerinde hafif bir korku vardı. Sessizce evden çıktı. Annem pencerenin önüne geçip dışarıyı izledi. Ben de onun yanına geçtim. Sanki evde nefesler tutulmuş gibiydi.
Saatler geçmek bilmedi. Annem yerinde duramıyor, ben ise saate bakıp duruyordum. Nihayet sınav süresi bitti. Kapıya doğru koştum. Birkaç dakika sonra ablam göründü.
Ama beklediğim gibi gülerek yürümüyordu. Adımları yavaş, başı eğikti. Gözleri dolu doluydu. Yanıma geldiğinde birden sarıldı ve fısıldadı: “Kötü geçti… Çok zorlandım. Bildiğim şeyleri bile unuttum.” Sonra sessizce ağlamaya başladı.
Ne diyeceğimi bilemedim. Onu sıkıca tuttum. “Olsun,” dedim, “Bazen işler istediğimiz gibi gitmeyebilir. Ama sen yine de çok cesurdun.”
Eve birlikte döndük. Ablam odasına geçti, kapısını sessizce kapattı. O gün boyunca hiç konuşmadı. Ne yemeğe geldi, ne de televizyon izledi. Sadece odasında yatağına uzandı. Ben de bir köşeye oturdum ve düşündüm. Ablamı nasıl mutlu edebilirdim?
Akşam olduğunda annem mutfağa geçti. “Ablanla konuşmak ister misin?” diye sordu. “Hayır,” dedim. “Ama ona bir sürprizim var.” Annem gülümsedi. “O zaman ben yardım etmeyeyim, sen hallet.”
Evdeki renkli kartonları, yapıştırıcıyı, kalemleri aldım. Küçük bayraklar kestim. Her birine tek tek cümleler yazdım:
“Seninle gurur duyuyorum.”
“Yapabildiğin kadarını yaptın.”
“Bazen sadece denemek bile yeterlidir.”

Sonra ablamın sevdiği kekten bir dilim kesip tabağa koydum. Yanına sıcak bir süt hazırladım. Küçük bir mum bulup onu da tabağın kenarına diktim. Işığı kapattım, sadece mumun ışığıyla küçük bir masa kurdum.
Ablamın odasının kapısını usulca çaldım. “Bir dakika gelir misin?” dedim. Sesi çıkmadı ama birkaç saniye sonra kapı aralandı. Merakla dışarı baktı.
Salona geçtiğinde gözleri büyüdü. Küçük masanın üstündeki mum, karton bayraklar, kek… Hepsi onun içindi. Önce hiçbir şey söylemedi. Sonra gözleri doldu. Ama bu kez ağlamadı.
“Bunu sen mi yaptın?” diye sordu. Başımı salladım. “Çünkü sen çok çalıştın. Ne olursa olsun, ben senin hep yanındayım.”
Ablam yavaşça bana sarıldı. “Teşekkür ederim,” dedi. “Bugün bunu duymaya çok ihtiyacım vardı.” Sonra yan yana oturduk. Kekimizi yedik, sütümüzü içtik. Annem de yanımıza geldi. Üçümüz birlikte, sıcak bir gecede, kalplerimizi birbirine yakın hissettik.
O akşam sınav konuşulmadı. Ne doğru sorular, ne de kaç puan alacağı. Sadece birlikte olmanın, yanında birinin olduğunu bilmenin sıcaklığı vardı. Kekin tadı bile ablamın yüzündeki gülümsemeyle daha güzeldi.
Ablam pencereye doğru yürüdü. Gökyüzünde parlayan yıldızlara uzun uzun baktı. Sonra bana döndü ve yavaşça konuştu:
“Bazen her şey istediğimiz gibi gitmez. Ne kadar çalışırsak çalışalım, elimizde olmayan şeyler de olur… Ama yalnız değilsek, o kadar da kötü hissettirmiyor.”
Ben de başımı salladım. “Çünkü bazen sonucu değil, kiminle yürüdüğünü hatırlarsın,” dedim fısıltıyla.
Ablam hafifçe gülümsedi, elimi tuttu. O anda anladım ki, bazı günler üzebilir ama birlikte olduğumuz sürece hiçbir şey bizi yıkamaz.
Ve o gece, pencereden içeri süzülen yıldız ışığı gibi bir his kalbimize doldu.
Her şey her zaman mükemmel gitmeyebilirdi…
Ama sevgi varsa, dünya yine de güzel bir yerdi.
Bir LGS Hikayesi de burada, yumuşacık bir huzurla son bulmuş. Bir LGS Hikayesi benzeyen Çocuk Hikayeleri okumak için bağlantıya tıklayabilirsiniz