Bir zamanlar, ağaçlarla çevrili şirin bir kasabada yaşayan Mete adında bir çocuk varmış. Mete, meraklı ve öğrenmeye aç bir çocukmuş.
En çok da bilimle ilgili konulara ilgi duyarmış. Ancak Mete’nin bir sorunu varmış: Derse odaklanmakta güçlük çekiyormuş. Öğretmeni ne anlatırsa anlatsın, kısa bir süre sonra gözleri tahtadan kayar, aklı bambaşka şeylere dalarmış.
Mete’nin annesi, onun bu durumuna üzülüyormuş. “Belki de daha fazla uyumalısın, oğlum.” demiş bir akşam yemeğinde. Babası ise, “Kendine bir çalışma planı yapmalısın.” diye eklemiş. Ama Mete denediği her yönteme rağmen ders çalışırken odaklanamıyormuş.
Bir gün, okulun kütüphanesinde kitap karıştırırken, dikkatini çeken bir şey olmuş. Yan masada oturan Ela adında bir kız, ders notlarına bakarken sürekli sakız çiğniyormuş. Mete’nin dikkati, Ela’nın sakız çiğnerken hiç duraksamadan, sanki başka hiçbir şeyin farkında değilmiş gibi notlarına yoğunlaşmasına takılmıştı.
Merakına yenik düşen Mete, dayanamayıp sormuş:
“Ela, sen hep böyle mi çalışırsın?”
Ela başını kaldırıp gülümsemiş. “Evet, sakız çiğnemek odaklanmama yardımcı oluyor. Beyne giden kan akışını artırıyormuş, böylece daha iyi düşünüyorsun.”
Mete şaşırmıştı. “Gerçekten işe yarıyor mu?”
Ela başını sallamış. “Denemelisin! Ama tabii ki abartmadan. Sürekli çiğnersen çene kasların yorulabilir.”
Mete o akşam eve gittiğinde, babasına sakız çiğnemenin konsantrasyonu artırdığıyla ilgili bir şeyler duyduğunu anlattı. Babası, “Bilimsel çalışmaların bazıları bunu destekliyor.” diyerek başını salladı. “Denemekte fayda var.”
Ertesi gün, Mete okuldan döner dönmez defterini açtı ve matematik çalışmaya başladı. Ama bu kez yanında bir paket sakız vardı. Bir parça ağzına attı ve çiğnemeye başladı. Önce her zamanki gibi dikkati dağıldı. Kalemini elinde döndürdü, pencereden dışarı baktı, hatta masanın kenarındaki kalemleri bile sıralamaya başladı.
Ama sonra fark etti ki, sakızı çiğnedikçe ağzının hareketleri ritmik bir hal alıyordu. Ve bu ritim, düşüncelerini bir noktaya toplamaya yardımcı oluyordu.
Mete, uzun zamandır ilk defa bir soruya dikkatini vererek baktı. Sayıları bir araya getirdi, işlemleri yaptı, yanıtını buldu. Üstelik sıkılmadan!
Kendi kendine mırıldandı: “Bu gerçekten işe yarıyor olabilir!”
Mete, sakız çiğnemenin ona ne kadar faydalı olduğunu anlamaya başlamıştı. Ama asıl sınav, yaklaşan matematik sınavı olacaktı. Derslerine çalışırken hep sakız çiğnedi, kendini dersin içinde hissetti.
Sınav günü geldiğinde Mete’nin biraz heyecanı vardı. Öğretmeni, sınav öncesinde çantasını kontrol ettirdi ve herkesin masasının boş olmasını istedi. Ancak Mete’nin aklında bir soru vardı: Sınav sırasında sakız çiğneyebilir miydi?
Öğretmeni, öğrencilerin sessiz olması gerektiğini söylediğinde Mete cesaretini topladı ve parmak kaldırdı:
“Öğretmenim, ben ders çalışırken sakız çiğnediğimde daha iyi odaklanıyorum. Sınav sırasında da çiğneyebilir miyim?”

Öğretmeni bir an düşündü ve sonra gülümsedi. “Eğer sakız çiğnerken dikkatini dağıtmazsan ve sessiz olursan, bir sakıncası yok.” dedi.
Bu cevap Mete’nin içini rahatlatmıştı.
Sınav kağıdı önüne geldiğinde, Mete derin bir nefes aldı. Ağzındaki sakızı çiğnemeye başladı ve gözlerini sorulara çevirdi. Şaşırtıcı bir şekilde, sorular ona daha net gelmeye başlamıştı. Düşünceleri dağılmıyordu. Sorulara odaklanıyor, işlemleri adım adım yapabiliyordu.
Zaman hızla geçti ve Mete son sorusunu bitirirken hafifçe gülümsedi. Bugüne kadar odaklanma sorunu yaşayan o çocuk, sonunda derse gerçekten yoğunlaşabilmişti.
Birkaç gün sonra öğretmeni, sınav sonuçlarını açıkladı. Mete’nin kalbi hızla atıyordu. Sonuçlar dağıtıldığında, kâğıdına baktı ve gözlerine inanamadı. Matematikten ilk kez bu kadar yüksek bir not almıştı!
Arkadaşı Ela, sırasını dönerek ona gülümsedi. “Sakızın işe yaradığını söylemiştim!”
Mete, bu yeni alışkanlığını çok sevmişti. Ama aynı zamanda şunu da öğrenmişti: Sakız çiğnemek tek başına mucizevi bir çözüm değildi. Ona yardımcı olmuştu ama asıl önemli olan, düzenli çalışmak ve sabırlı olmaktı bunu artık daha iyi anlıyordu.
O günden sonra Mete, ders çalışırken ve önemli anlarda kendine küçük bir destek olarak sakız çiğnemeye devam etti. Artık odaklanmanın ne demek olduğunu biliyordu ve bu bilgiyi arkadaşlarıyla paylaşmaktan mutluluk duyuyordu.
Ve belki de bu küçük keşif, gelecekte başka çocukların da başarıya ulaşmasına yardımcı olacaktı.
Sakızla Daha Dikkatli Hikayesi burada sona ermiş . Sakızla Daha Dikkatli Hikayesi gibi Eğitici Hikayeler için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.