Kuzey, yaz tatilinin son günlerini yaşadığı günlerden birinde, pencerenin önünde oturuyordu. Karşı apartmandaki kediyi izlerken annesi mutfağa seslendi:
“Kuzey! Hadi, kalk artık oğlum! Emre Amca’nın taşınmasına yardım edecektin.”
Kuzey derin bir nefes aldı. Bu yaz boyu herkesin işine koşturmuştu. Bazen komşuları için market alışverişine gitmiş, bazen kardeşi Duru’nun kırılan oyuncaklarını tamir etmiş, bazen de mahalledeki çocuklara bisiklet sürmeyi öğretmişti. İnsanlara yardım etmeyi seviyordu ama bu sabah, göğsünde bir sıkıntı vardı. Bir şeyler eksikti, mutsuz olduğunu hissediyordu.
Emre Amca’nın evine vardığında, yerlerde duran koli dağları Kuzey’i karşıladı. Emre Amca, yorulmuş bir yüzle ona gülümsedi.
“İyi ki geldin, Kuzey! Bugün epey işimiz var. Şu kitap kolilerini arabaya taşır mısın?”
Kuzey, kutuları taşırken sırtında bir ağırlık hissetti, ama bu ağırlık sadece kitaplardan gelmiyordu. İçten içe yorgun hissediyordu. “Belki bir süre dinlenmeliyim,” diye düşündü. Ama o an bunu dile getirmeye cesareti yoktu. İnsanları kırmaktan korkuyordu.
Koliler bitip eve döndüğünde, annesi ona bir tabak kurabiye uzattı.
“Bugün çok yoruldun, Kuzey. Sana güzel bir tatlı hazırladım.”

Kuzey, gülümseyerek kurabiyeyi aldı, ama hemen ardından annesinin telefonu çaldı. Telefondaki ses belli ki yardım istiyordu. Annesi, Kuzey’e dönüp hafifçe başını eğdi.
“Kuzey, Fatma Teyze’nin evinde su borusu patlamış. Ben ona yardım ederken sen de Duru’ya bakabilir misin?”
Kuzey, annesini kırmak istemediği için başını salladı. Ancak içinde bir şeyler koptu.
Akşamüstü Duru uyurken Kuzey, sessizce bahçeye çıktı. Karşı apartmandaki kediyi yine aynı köşede gördü. Kedi, güneşin altında kıvrılmış, huzurlu bir şekilde uyuyordu. “Ne güzel,” diye düşündü Kuzey. “Kedi hiçbir şey yapmadan bu kadar mutlu görünüyor.”
Kuzey, sokakta ilerlerken eski bir göletin yanına vardı. Suların üzerinde dalgalanan yapraklar ve balıkların oynaşması dikkatini çekti. Gölet, ona hem huzur veriyor hem de düşündürüyordu. Yanındaki taşlardan birini alıp suya attı. Suyun yüzeyinde dalgalar oluştu.
Birden gölette kendi yansımasını gördü. Ama bu yansıma farklıydı. Kuzey, kendisini yorgun ve mutsuz bir yüzle görüyordu. Daha dikkatlice baktığında göletin derinliklerinden bir ses geldi gibi hissetti. O an fark etti: Bu yaz boyunca kendini unuttuğunu ve sadece başkalarının mutluluğu için uğraştığını.
“Peki, ya benim mutluluğum?” diye fısıldadı kendi kendine.
Kuzey, eve dönerken aklında hep aynı düşünce dönüyordu. Neden kendini ihmal ediyordu? Yardım etmek güzeldi ama insan kendisine de özen göstermeliydi. O akşam, annesine konuşmaya karar verdi.
“Anne, sana bir şey söylemek istiyorum,” dedi.
“Tabii, Kuzey. Ne oldu?”
“Bu yaz boyunca çok yoruldum. Herkesin işine koşturdum ama kendime hiç zaman ayıramadım. Kitap okumayı, resim çizmeyi çok severdim. Ama neredeyse iki aydır hiçbirini yapmadım. Kendimi mutlu etmeyi unuttum.”
Annesi, Kuzey’in gözlerindeki ciddiyeti fark etti. Hafifçe gülümsedi ve omzuna dokundu.
“Kuzey, seni çok iyi anlıyorum. Bunu fark etmiş olman çok önemli. İnsanlar için çabalaman çok güzel ama kendi mutluluğun da en az onlar kadar değerli. Bundan sonra, biraz da kendin için bir şeyler yapmayı dene.”
Ertesi sabah Kuzey, eski resim defterini buldu. Fırçalarını ve boyalarını alıp bahçeye çıktı. İlk başta biraz tereddüt etti. Resim yapmayı unutmuş olabilir miydi? Ama fırçayı kağıda dokundurunca her şey değişti.
Renkler, içindeki huzuru dışa vuruyordu. Birkaç saat boyunca sadece resim çizdi. Sonunda, tamamladığı manzara resmiyle gurur duyuyordu. Uzun zamandır ilk kez gerçekten mutluydu.
Kuzey, bir yandan resim yapmayı sürdürürken, yardım etmeye de devam etti. Ancak artık bir denge kurmayı öğrenmişti. Kendi mutluluğunu göz ardı etmeden başkalarına destek oluyordu.
Kuzey o gün anladı ki başkalarına yardım etmek güzeldi, ama insan kendi mutluluğunu unutursa hiçbir çabanın anlamı kalmazdı. Kendini mutlu eden şeyleri yapmak, başkalarına da daha iyi bir şekilde ışık tutmasını sağlıyordu. Çünkü insan, önce kendi kalbini doldurmalıydı ki başkalarının kalbine de umut taşıyabilsin.
Unutmayın çocuklar, başkalarına yardım etmek çok güzel bir şeydir. Ama kendinizi mutlu etmeyi de ihmal etmeyin. Çünkü kendi mutluluğunuz, hayata sevgi ve iyilikle bakmanızı sağlar. Kendinize zaman ayırın, hayallerinizi takip edin ve unutmayın, mutlu bir kalp en güzel ışığı saçar.
Herkesten Önce Kendi Mutluluğum Hikayesi burada sona ermiş. Herkesten Önce Kendi Mutluluğum Hikayesi gibi Çocuk Hikayeleri için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.