Büyük, hareketli bir şehirde yaşayan Can adında meraklı bir çocuk varmış. Can, yaşıtlarına göre biraz farklıymış. Oyun oynamayı, keşfetmeyi çok sever ama en çok da düşünmeyi severmiş.
Her gün zihninde yüzlerce soru belirir, bunları cevaplarken yeni sorular ortaya çıkarmış. “Gökyüzü neden mavi?”, “Zaman nasıl ilerliyor?”, “Hayallerim neden bazen gerçekmiş gibi hissettiriyor?”
Bir gün, okulda öğretmeni tahtaya kocaman harflerle bir cümle yazmış:
“İnsan beyni her gün 70.000 düşünce üretir!”
Sınıfta herkes şaşkınlıkla öğretmenine bakmış. Can, gözlerini büyütmüş. Yetmiş bin mi? Bu sayı ona dev bir okyanus gibi gelmiş.
Öğretmeni devam etmiş:
“Beynimiz hiç durmadan çalışır, düşünceler üretir. Ancak biz bunların çok azını fark ederiz. Bazen olumlu düşünceler üretiriz, bazen de endişeli veya olumsuz düşünceler zihnimizde dolaşır. Ama önemli olan şu: Düşüncelerimizi biz yönetebiliriz!”
Bu söz Can’ın aklına takılmış. “Düşüncelerimi yönetebilir miyim?”
O akşam eve gider gitmez, odasına kapanmış ve defterini açmış. Üzerine büyük harflerle yazmış:
“DÜŞÜNCE GÜNLÜĞÜ”
Artık her gün zihninden geçen düşünceleri yazmaya karar vermiş.
Düşüncelerle Dolu Bir Gün
Ertesi sabah, Can gözlerini açar açmaz zihninden geçen ilk düşüncesini yazmış:
“Bugün nasıl bir gün olacak?”
Kalkıp kahvaltısını yaparken düşünceler zihninde uçuşuyormuş. “Dersler zor olacak mı?”, “Bugün hangi oyunları oynayacağız?”, “Acaba en iyi arkadaşım Barış bana küstü mü?”
Okula giderken kuşları izlemiş. “Kuşlar nereye gidiyor? Acaba onların da düşünceleri var mı?” diye düşünmüş.
Sınıfta öğretmeni matematikten yeni bir konu anlatırken, Can konuyu dikkatlice dinlemeye çalışmış ama zihninde başka düşünceler dolaşıyormuş. “Acaba bugün eve gidince hangi kitabı okusam?”, “Bu konuyu anlamazsam ne olur?”, “Testte hata yapar mıyım?”
Ders bitmiş, teneffüse çıkmış. Can, en yakın arkadaşı Barış’a doğru yürümüş. Ancak Barış biraz sessizmiş. “Barış bana kızgın mı?”, “Dün ona bir şey mi söyledim?”, “Belki de başka bir şeyi düşünüyor?”
O an Can durup fark etmiş: Zihninde ne kadar çok düşünce var!
Ve bu düşünceler bazen onu mutlu ederken, bazen de endişelendirebiliyormuş.
Akşam eve geldiğinde Can düşünce günlüğünü açmış ve defterine şöyle yazmış:
“Bugün çok düşündüm. Sabah güzel bir gün olacak mı diye düşündüm. Derslerde iyi olup olmayacağımı düşündüm. Barış bana küsmüş mü diye düşündüm. Bir sürü şey düşündüm ama bunların çoğu doğru mu, bilmiyorum.”
Bunu yazarken aklına öğretmeninin sözü gelmiş:

“Düşüncelerimizi biz yönetebiliriz.”
Can, bir an için durup düşündü. Acaba kötü düşüncelere odaklanmak yerine, güzel düşünceler seçebilir miyim?
O gece uyumadan önce bilinçli olarak “Yarın güzel bir gün olacak” diye düşündü. “Arkadaşlarımla eğleneceğim. Öğrendiğim her şey bana fayda sağlayacak.”
Sabah uyandığında ilk düşündüğü şey şuydu: “Bugün gerçekten harika bir gün olacak!”
Okula giderken kuşları izledi ve bu kez “Ne kadar özgürler, ne kadar güzel uçuyorlar!” diye düşündü.
Dersler başladığında “Bu konu zor ama öğrenebilirim.” diye düşündü.
Teneffüste Barış’la konuştu. Meğer Barış sadece sabah biraz yorgunmuş. Can kendi kendine güldü: “Boşuna endişelenmişim!”
Düşüncelerimiz Bizi Şekillendirir
O günden sonra Can, düşüncelerini yönetmeyi öğrendi. Endişelendiğinde ya da kötü bir şey düşündüğünde hemen kendine sordu:
“Bu gerçekten doğru mu? Yoksa sadece bir düşünce mi?”
Ve güzel düşüncelere odaklanmaya başladı.
Düşünce günlüğüne artık sadece ne düşündüğünü değil, hangi düşünceleri büyütmek istediğini de yazıyordu:
“Bugün zor bir gün geçirdim ama bu beni daha güçlü yapacak.”
“Beni üzen bir olay yaşadım ama bununla başa çıkabilirim.”
“Yarın güzel bir gün olacak.”
Can artık biliyordu ki:
Beynimiz her gün 70.000 düşünce üretse de, önemli olan hangi düşüncelere tutunduğumuzdu!
Ve böylece Can, kendi zihnini daha iyi tanımış, düşüncelerini yönetmeyi öğrenmiş ve her gün daha mutlu bir çocuk olmuş.
Sonuç: Senin Düşüncelerin de Senin Elinde!
Tıpkı Can gibi, hepimizin zihni her gün binlerce düşünceyle dolup taşar. Ama biz, hangi düşüncelere odaklanacağımızı seçebiliriz.
Güzel ve olumlu düşünceler, hayatımızı daha mutlu ve başarılı hale getirebilir. Endişe ve korkulara kapılmadan önce “Bu gerçekten doğru mu?” diye kendimize sorabiliriz.
Unutmayalım: Düşüncelerimiz bizi yönetmesin, biz düşüncelerimizi yönetelim!
Ve sen, bugün hangi güzel düşünceyi büyütmek istersin?
Düşünce Gücü Hikayesi burada sona ermiş. Düşünce Gücü Hikayesi gibi Eğitici Hikayeler için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.